13 Mart 2014
Bölüm bölüm takip etmediğim, ama
hikâyesine hakim olduğum bir diziydi Merhamet. Denk geldikçe izledim ve çok da güzel
sahnelere tanık oldum. Ne dediğini bilen, ayakları yere sağlam basan bir
hikâyeydi. Uyarlandığı romanın çok ötesine geçti ve bunu yaparken karakterleri
tersyüz etmeden, o hayran olduğum Narin-Deniz dostluğuna gölge düşürmeden,
abartılı entrikalara saplanmadan anlattı derdini ve bitti.
Yayınlanmaya başladığı dönemde
biraz “sıkıcı” bulmuştum. Zamanla anladım ki diğer dizilerdeki o gereksiz
hezeyanlar, kendini yalnızca bağırarak ifade edebilen histerik kadınlar ve
–Sermet’e rağmen- bütün dünyanın yükünü tek omzunda taşıdığını düşünen mağrur
ve kaba adamların yokluğuydu bana durağanlığı düşündüren.
Özgü Namal’a her rolünde yeniden
inanıyor, yeniden hayran oluyorum zaten, artık üstüne konuşacak fazla sözüm
kalmadı. Burçin Terzioğlu, bu ülkede kadın oyunculara kolay kolay nasip
olmayacak bir rolün altından hakkıyla kalktı, bir kez daha artı puan yazdırdı
gönlümdeki çeteleye. Mustafa Üstündağ’ı İzmir Çetesi’nde izlemiştim ama bir
fikir edinememiştim kendisiyle ilgili. Tiyatroda izleyip beğendim sonra. Burada
ise oynadığı rolden nefret ettim, ama tam sevmeye başlayacağım noktada
kendinden yeniden yeniden nefret ettiren Sermet’i öyle sahici oynadı ki, teslim
oldum, artık takibindeyim. İbrahim Çelikkol’u ise hiç beğenemedim. Zaten
izlediğim hiçbir yerde beğenememiştim. Tipiyle falan da oynuyor, başka
kılıklara giriyor ama rolleri farklılaştıramıyor sanki. Hep aynı şekilde
konuşan, hep aynı kaba adam sanki. (Ama
ben romandaki Fırat’tan da nefret etmiş ve Narin’le kavuşmalarını hiç
istememiştim, bu yüzden taraflı bakıyor da olabilirim.) Yasemin Allen’i ilk
kez izledim –yayınlandığı dönemde Elif’e pek yüz vermemiştim- ve beğendim.
Oyuncudan bağımsız olarak, ortaya
çıktığı ilk günden beri Şadiye’den nefret ettim ben. Samimi bulmadım, inanmadım
ve hep bir açığını aradım kendi çapımda. Irmak’tan bile daha fazla gıcık oldum
ona. Kitapta ölmüş olan Şadiye’nin dizideki işlevi malum, bu yüzden keşke
ölseydi diyemiyorum ama sevemedim işte...
Baştan beri anlayamadığım şey ise
dizinin ismi. Niye merhamet? Neye merhamet? Kim kime gösterecek o merhameti? Ve
madem dizi merhamet üzerineydi, nedendir
bu merhametsiz final? Zira Narin ve Deniz’in el ele ölüme gittiği şu
hikâyeden yarasız beresiz, sapasağlam çıkanın Şadiye ve Irmak olması gerçekten
yakıyor canımı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder