Sizi Böyle Sevemem
Uzun zamandır yazmak istiyordum Beni Böyle Sev hakkında. Sade, kırılgan bir hikâye olarak başlayıp
büyüklü küçüklü bir entrikalar yumağına dönüşen dizinin can yakıcılığı
hakkında. Gözlerinden sevda fışkıran Ömer’i yaşatan Alper Saldıran hakkında. Yazarken kelimelerimin yetersiz kalacağı Güven Kıraç hakkında. Güzelliği ve
sevimliliğiyle beni büyüleyen Burcu Altın hakkında. Umarsızca içinden bir
Hulusi Kentmen çıkarmasını beklediğim Altan Gördüm hakkında. Bizlere, bir hikâye
olmasa da oturup dakikalarca izlenecek görüntüler sunan reji hakkında. Dizinin
gün geçtikçe muhafazakârlaşan, bu haliyle ilk bölümlerdeki samimiyetine gölge
düşüren akış hakkında. Daha neler neler...
Ama en çok onun hakkında yazacaktım. Canlandırdığı Nezih
Yeşildere karakterinin orijinalliği ve gerçekliği bir yana, gözleri, yüzü,
konuşması ışıl ışıl parlayan, en durgun, bitkin halimde bana enerji aşılayan o
adam hakkında. Benim Başrolde Aşk ile
keşfettiğim, oynadığı reklamları bile pür dikkat izlediğim genç yetenek
hakkında. Henüz tanıtımları dönerken beni diziyi izlemeye, TRT’nin 2013 yazında
bize yaşattığı hüsrana rağmen diziyi yine de takip etmeye ikna eden Mert Turak
hakkında.
Ben biraz geriden takip ediyordum diziyi. 41. bölümü bugün
izledim. Diziden çıkarılacak en son adam olması gereken Nezih’in ölebileceğine
ihtimal vermediğim için bütün o duygusal sahneleri atlayıp geçtim üstelik.
Turak bir yerlerden uzatacak başını, “Ben sizi bırakıp gidecek adam mıyım be!”
diyecek diye bekledim. Ama çığlıklar yükseldi morgdan, yaşlar döküldü, cenaze
kaldırıldı, borçlar ödendi, acı kalplere kazındı...
Sonra Twitter’ı açtım, Mert Turak’ın yazdıklarına baktım.
Dönüş yokmuş, öğrendim.
Bu, seyirciye yapılan büyük bir haksızlıktır. Hatasız kul
olmaz. Ama hataları yok saymak da olmaz. Başkalarını bilmem, ama ben sizi böyle
sevemem artık. Beni Böyle Sev, benim
yüreğimde final yapmıştır, elveda!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder